Bilsam Logo

Ana Sayfa » Hayat Akademi " Kültür Kusagi Konferanslar Dizisi " Sona Erdi

Hayat Akademi " Kültür Kusagi Konferanslar Dizisi " Sona Erdi | Bilgi Yolu Egitim Kültür ve Sosyal Arastirmalar Merkezi | Bilsam.Org
Kalkinma Bakanligi tarafindan finanse edilen, Malatya Valiligi Koordinasyonunda BILSAM tarafindan yürütülmekte olan SODES "Hayat Akademi" adli projemiz kapsaminda düzenlenen Kültür Kusagi Konferanslar Dizisinin on haftalik programi son buldu.Birer hafta arayla düzenlenen konferanslarda konuklarimizin konferanslariyla ilgili özetleri asagidaki gibidir.


 

 

 

 

Haki DEMIR – Sehir ve Medeniyet

 

- Mogol Istilasi bile medeniyetimizi sindirememis aksine Mogollar, güçlü/görkemli medeniyetimiz tarafindan dönüstürülmüslerdir. Bu durum medeniyetimizin askeri/siyasi bozgunlarla yok edilemeyeceginin ispatidir.

- Tarihimizdeki dil inkilâbiyla birlikte en büyük hasar gerçeklestirildi. Medeniyetimizin temeli olan istilah haritamizi kaybettik. Medeniyetimizin kavramlarinin/mefhumlarinin anlamlari degistirildi; müsterek dilimizi/kültürümüzü/paydamizi kaybettik.

-Hicri ilk üç asirda yaptigimiz gibi insanligin yeniden tefekkür patlamasini yasayabilmesini saglayabiliriz, buna öncülük edebilecek birikime sahibiz.

- Islam sehri, Islam’in mana yekûnunun tecessüm etmis halidir. Islam sehri, farzlarin mermer sütunlar seklinde görüldügü haramlarin ise göze hiç görünmedigi bir anlayisla insa edilir.

-Islam’in mana yekûnunun tamami tecelli etmiyorsa orada bize ait bir sehir anlayisimizin oldugundan bahsedemeyiz.

- Bati’nin cografyamizda yeniden üretilmesine müsaade etmemeliyiz. Cephede maglup olmak sorun degil fakat medeniyet maglubiyeti büyük bir sorundur

-Yapmamiz gereken kendi tasavvurumuzu/fikrimizi olusturup yasadigimiz cografyaya kendi mührümüzü vurmaktir.

 

 

Prof.Dr. Orhan KAVUNCU –Türk Dünyasi ve Medeniyet Tasavvurumuz

 

- Türk Dünyasi olarak niteledigimiz cografya yaklasik 12 milyon km’lik bir cografyadir.

- Eger Türk Dünya’si bir araya gelirse adalet temeline dayali bir dünya/düzen/medeniyet kurulabilir.

-Sovyetler Birligi’nin dagilmasi Türk Dünyasi’nin güçlü olmasini saglayacak tarihi bir süreçti. Birlesmis Milletler’de artik bizimle ayni dili konusan, ayni kibleye dönük devletler vardi.

- Türk Dünyasi, varligini saygin ve özgün bir sekilde gelecege tasiyabilmek  için  Ismail GASPIRALI’nin   “Dilde, fikirde ve iste birlik” düsturunu  hayata geçirmek zorundadir.

- Türk Dünyasi olarak tarihi ve kültürel yakinligimiz AB’yi kuran ülkelerin birbirleriyle olan yakinliklarindan çok daha fazladir.

- Türk Dünyasi’nin yeryüzünde hâkim olmasi halinde “Komsusu aç iken tok yatan bizden degildir.”  ile Firat’in kiyisindaki kuzudan dahi sorumlu oldugu bilincine/ilkesine tabi bir medeniyetin varisleri olan bizler dünyaya adaleti getirebiliriz.

 

 

Prof. Dr. Bekir Berat ÖZIPEK - Türkiye’de Siyasetin Dönüsümü ve Demokratiklesme

 

- Biz çok partili hayata 1951’de geçmedik 1908’den beri demokrasiye geçisin mücadelesini veriyoruz.

-Menderes, Özal ve Ak Parti Dönemleri Türkiye’nin demokratiklesmesi için önemli dalgalardir.

-Türkiye’de 1913-2013 tarihleri arasinda sosyal yapi/piramit; asker-sivil bürokrasi, devletçi sermaye ve esraf ile esnaf, köylü, isçi vb.seklinde biçimlenmistir. Türkiye’deki demokratiklesme hareketleriyle asilmaya çalisilan aslinda kastvari bu sistemdir.

- Türkiye’de yaklasik yüz yildir siyasi kavgalar iki sinifin ya da iki yasam tarzinin kavgasi olarak devam etmektedir.

- Türkiye’nin siyasetinde bireysel belirleyiciliklerin ötesinde siyasi çizgilerin belirleyicilikleri daha baskindir. Kisiler degisse bile yapilar degismemektedir.

- Türkiye’de bürokratik vesayet sisteminde seçilmislerin kendilerini gösterebilecekleri tek yer parlamentodur.

- Oligarsi medyasi seçilmisleri sürekli asagilamaya, itibarsizlastirmaya ve onlarin iradesini yok etmeye ya da seçkinlerle vatandaslarin arasindaki farklari göstermeye çalisir.

- Türkiye’de egitim düzeyi arttikça siyasi önyargi daha da keskinlesiyor. Fakat toplumda egitimle bozulmamis bir sagduyu var.

-2000 li yillarda siyasette daha sahici ayrismalar yasanmistir. Insanlar demokratiklesme üzerinden siyasi olarak ayrildi.

- Türkiye tarihinde iktidari destekleyen sivil unsurlarla birlikte demokratiklesme çabalarinin önüne konan engeller asilmaya baslandi.

- Halk olarak ilk defa defansta degiliz. Ilk defa kendi sosyal sözlesmemizi kendi anayasamizi yapiyoruz.

- Özgürlükleri konusurken entelektüel, moral ve söylem üstünlügünü elimizde bulunduruyoruz.

- Sorunlar devletin ideolojisinin anti demokratik taraflarinin çikarilmasiyla degil tamamen ideolojik bir tarafsizliga sahip olmasiyla çözülür.

-1950’den beri içinde bulundugumuz demokratik sürecin devam edebilmesi bizim asagidan yukariya güçlü bir sekilde denetlememize baglidir

- Bireysel haklar verildikçe normallesiyoruz.

 

 

 

Prof. Dr. Cemil ERTEM –Türkiye Ekonomisi ve Yeni Egilimler

 

- Yaklasik üç yüz yil hatta dört yüz yila yakin bir süredir devam eden Bati’nin üstünlügü sona ermekte ve Dogu’nun yeni bir kalkinma hamlesi ortaya çikmaktadir.

 -Bati’nin 1495 yillarinda dogunun ve güneyin yer alti kaynaklarini yagmalayarak ve insan gücünü hatta insanlarini yok ederek bir zenginlesme süreci Ispanya kiyilarindan çikan gemilerle baslamistir. Bati’nin Ispanya’da baslayan hegemonyasi ve üstünlügü yine Ispanya da sonlanmaktadir.

- Bati kalkinmasi uzun bir döneme yayilan bir süreçtir ve yok etme sömürgelestirme ve ötekilestirme üzerine dayalidir. Ugradigi yerleri siler süpürür yok eder kendi medeniyetini dayatir ve diger medeniyetleri yok sayar. Ve bu yok sayma bize ne yazik ki aydinlanma diye anlatilmistir, medeniyet ve kalkinma paradigmasi olarak anlatilmistir. Bu yüzden de yüzümüzü batiya dönmenin medeniyetle kalkinmayla esdeger oldugu anlatilmistir. Medeni olmak yüzünü batiya dönmek  bu anlamda bir yok etme hikayesidir de aslinda. Ama o yok etme hikâyesi simdi kendi kendini yok ediyor.

-1923’te cumhuriyet ilan edildigi zaman Ingilizler Lozan’da üç temel bölgeyle Türkiye’nin iliskisini kesmek istedi:  a)Petrol ve dogalgaz anlasmalarinin yapildigi Kuzey Irak Bölgesiyle b)Önemli enerji rezervleri bulunan Hazar Denizi’ne sahip Kafkasya ile c)Lazkiye Halep ekonomisi ile

- Iran’la aramizda yaptigimiz enerji antlasmalari yeni bir Ortadogu haritasi yeni bir Türkiye ve yeni bir Avrupa demektir.

- Marmaray, Istanbul metrosu degildir. Marmaray, dogudan Çin’den baslayip Kirgizistan Türkmenistan Azerbaycan ve asagi ipek yoluna inen büyük Güney tTransit Geçis Yolu’nun devamidir  ve sadece istanbul’u ilgilendirmemektedir. Türkiye’nin dogusundaki illeri de kalkindiracak bir enerji koridorudur.

-Ekonominin, kapitalizm denilen sistemin disinda uygulanabiir bir yaninin oldugunu özellikle Anadolu’nun bu konuda deneyimli oldugunu düsünüyorum. Piyasaya girislerin serbest oldugu bir ekonomi Asrisaadet ekonomisidir.

-Önümüzdeki yillarin özel mülkiyetin, rekabetin serbest piyasanin oldugu ama tekellerin olmadigi bir dönem olacagi kanaatindeyim. 

 

 

Gazeteci - Yazar Akif EMRE – Ortadogu’nun Yeniden Insasi

 

-Ortadogu’ya Ortadogu diyen ve bu sekilde isimlendiren bir medeniyet algisini benimsemissek bu kodlara göre düsünmeye hazir hale getirilmisiz demektir.

- Ortadogu da bir iddiamiz olacaksa eger, bu topragin çocuklari olarak bu bölgenin insanlari olarak, her seyden  önce bir medeniyet bakisiyla/perspektifiyle bu bölgeye kendi ismimizi verdigimiz  ve bu ismi geçerli kildigimiz zaman  Ortadogu’ yu insa edebiliriz.

-Bu cografyanin, bir Islam medeniyetinin merkezinde olan insanlar olarak buraya Ortadogu tanimlamasini vermek bizim açimizdan isin basindan bir kaybetmislik duygusu verir.

- Ortadogu’ya Ortadogu diyen ve tanimlayan kültür, bugün medyatik düzeyde de  Ortadogu da kimin terörist , kimin asirilikçi, kimin mesru, kimin  insan haklarindan yana olup olmadigini da tanimliyor.

-Batili  medya israrla “ Islam Alemi”  yerine  “Müslüman dünyasi” (Müslim world) demeyi tercih etmektedir.Bu ifade Islam medeniyetine Bati medeniyetinin yükledigi anlamla alakali bir tanimlamadir ve Müslüman dünyasi dendiginde aslinda birbiriyle  ortak paydalari bir bütünlük olusturmayan insanlarin olusturdugu bir kitlesel yigini ifade ederler.

- Batili medeniyet teorisyenlerinin en önemli tezlerinden biri Islam medeniyeti diye bir seyin olmadigi, Müslümanlar arasinda onlari birlestirecek ortak noktalarin olmadigidir.

- Her toplum kendi kavmini  sever ama modern milliyetçilik/ ulusalcilik bu toplumlarin kültürel kodlarinda olmayan bir seydir.

- Islam Dünyasi’nin çagdas sorunlarla yüzleserek muhatap oldugu problemleri kendi kaynaklarina dönerek çözmeleri lazim.

-  Arap bahari dedigimizde oryantalist bir bakis açisi sergilemekteyiz.

-   Arap ülkelerindeki sorunlarin temelinde  Bati’ nin destegiyle ayakta duran rejimlerin siyasal tavirlari, mesruiyet sorunlari vardir

-Ortadogunun siyasal dengesi  II. dünya savasindan sonra Israil denklemi üzerinden kurulmustur.Hem Israil hem de Islami hareketler denklemi  hem ülke içindeki hem de uluslar arasi güçlere karsi kullanilan çok kullanisli bir argümandir.

- Arap dünyasi yeryüzündeki enerji kaynaklarinin en önemli rezervlerine sahip. Insanlar dünyanin en büyük zenginliginin üstünde geziyorlar fakat dünyanin en adil olmayan gelir dagiliminin yasandigi bu ülkeler oluyor. Arap bahari denilen süreçte temel soru su olacak: Bu servetin sahibi kim olacak? Batili güçler mi yoksa bu cografyada yasayan insanlar mi?

-  Ortadogu’da yeni bir dalga olusturulmak isteniyor. Hatta bu dalga Ortadogu’nun degil Islam âleminin de temel bir sorunudur.

-  Dünyada su anda bütün insan topluluklari içinde Islam dünyasi disindaki kültürler kapitalizme karsi direncini yitirmis durumdadir.

- Israf, helal, haram gibi kavramlari sokaktaki vatandas inaniyor ve bunu günlük hayatina olabildigince yansitiyorsa Müslümanlar hala kapitalizme direniyor demektir.

 

 

Prof. Dr. Bekir KARLIGA – Medeniyetler Ittifaki ve Türkiye

 

- Medeniyet,kültürlerin özümsenmis, etkili ve daha karmasik halidir; yüksek seviyedeki etkinliklerdir

- Islam Düsüncesinde “Medine/ Müdün” kelimesinden türeyen medeniyet kavrami Hz.Peygamber’in hicretten sonra Yesrib’i Medine’ye çevirmesinden beri “sehir,sehirlilik,birlikte yasamak ,ortak yasam alani olusturmak” anlamlariyla ön plana çikmis ve kullanilmistir. 

-  Devlet olmadan medeniyet olmaz

- Sadece Islam medeniyeti  Bati medeniyeti karsisinda direnmekte diger medeniyetler ise direnememektedir.

-  Bati 19.yüzyilda Medeniyet  kavramini, din karsiti bir yaklasim ve kendisi disindaki kültür ve medeniyetleri yok sayma temelinde, kendi icad ettigi bir kavram olarak dünyaya sunmaya çalisti.

-  20.yüzyilin baslarindaki I. Ve II. Dünya savaslari Batinin medeniyet algisini yerle bir etti.20.yüzyilda yapilan antropolojik çalismalar, Avrupa/Bati disinda da medeniyetlerin olabilecegini/oldugunu ortaya çikardi.

-  Medeniyeti bilim ve teknolojiden ibaret sayan bir alginin Hirosima’ya neler yaptiginin hatirlanmasi salt bilim ve teknoloji temelli bir anlayisin medeniyet olamayacagini anlamaktir.

- Medeniyetin temel göstergesinin din oldugunu Bati yeni kesfetti. Çünkü bir medeniyet kendisini ayakta tutan temel esasa, dine,sirtini dönerek ayakta kalamaz.

-Medeniyet öldürme üzerine kurulmaz. Kültürler çatisir ama medeniyetler çatismaz.

 - Islam Dünyasi, medeniyet kavramina daha 9. Yüzyildan itibaren sahiptir.

- Müslümanlar kadim kültürlerin hepsini sahiplenmisler ve ilk defa Islam düsünürleri medeniyet kavramindan bahsetmislerdir

-  Islam Medeniyeti bünyesinde 20 ayri devlet kurulmus, ve bu devletler  egemen olduklari dönemlerde yüzlerce yil  20 ayri irk  ve binlerce mezhebi  bir arada tutabilmeyi basarabilmistir. Fakat Avrupa’da bir arada yasama kültürü seklinde içi doldurulan bir kavram olarak medeniyet 1850’lerde ancak  olusturulmaya baslanmistir.

-Islam Medeniyeti ,medeniyet  olusturmada tarihin en üst örneklerini vermistir ve tarihteki gelmis geçmis en mükemmel medeniyettir.

-  Medeniyetler ittifaki Basbakanimiz Recep Tayyip ERDOGAN’in öncülügünde Ispanya Basbakani Luis Rodriquez ZAPATERO’yla birlikte girisilen   Birlesmis Milletler’in de destegini alan ve 120 ülkenin  katildigi  küresel çatisma tehdidine karsi olusturulmus küresel bir cevaptir

- “Medeniyetler Ittifaki”ötekilestirme,din ve irk vb.  karsitliklardan kaynaklanan her türlü istirap kaynagi olan hareketlere karsi birlikte olma çabasidir.

-   Günümüzde rakip medeniyetleri yok etme amaciyla  sahip olduklari bilim ve teknolojiyi kullanarak dünyayi sekillendirmeye çalisan  üç unsur bulunmaktadir:

  a) Neo-Conlar  b) Evangelik mezhebinin  mensuplari    c) Fundamentalist  yaklasimlar

-   Dünyaya yeni bir medeniyet suurunu verecek olan Islam Medeniyetinin bayraktarligini yapacak yegane ülke  Türkiye’dir .

 

 

 

Dr. Mehmet ULUKÜTÜK – Gerçekle Hayal Arasinda Bir Sehir Hayal Etmek

 

- Dünyadaki diger varliklar yer kaplayan varliklarken insan kendine yer açan bir varliktir.Mimari iste tam da bu anlamda bir mekana ömür biçmek, yasamda bir yer açmaktir.

-  Bir sehrin sehir olmasi mimarisinin olmasina baglidir.

- Dinler, Felsefe ve etik sehirde meydana gelir. Sehrin olmadigi bir yerde sistematik bir dünya görüsünden bahsetmek mümkün degildir.

 - Sehrin yönetimi basit bir belediyecilik konusu degildir. Sehir, insanlardan bagimsiz belediyeciligin ve siyasetin nesnesi olmaktan çikarilmalidir

-   Sehirler dogalligi bozuyorsa insani anlamlara yer birakmiyorsa o sehir insanilikten uzaklasiyor demektir.                                                

- Sehirlerdeki tarihi yapilar sehrin hafizasidir. Eger bir sehrin tarihi yoksa ya da yok edilmisse o sehrin geleceginin üzerine bina edilecegi simdisi yok demektir

- Bir yerde farkli unsurlarin olmasi ve bu unsurlarin aralarinda asgari anlam düzeyine ulasarak birlikte yasadiklari yer sehir olma niteligine sahiptir.

- Açiklik ve sembolizm ancak sehirde bir arada olabilir. Günümüzde ise seküler (açik) yapilar,  dini(sembolik) yapilari tasallut altina almistir

-  Egitim kurumlari sehrin zihniyetinin rekleftif yapilaridir.

-  Bir sehrin yasami ne kadar hareketliyse müzigi de o kadar hareketli olur.

- Sehrin mimarisinin anlamli bir bütün olusturabilmesi sehri insa eden zihniyetin bütünlügüne baglidir.

- Dünyada yer açamiyorsak bir izimiz, bir iddiamiz yok demektir. Bu gün sehirlerde yer kapliyoruz yer açmiyoruz. Mesele ekonomik kaygilardan dolayi zihniyetimizi dünyaya yansitamama meselesi degildir. Aksine zengin olanlar  mekanda yer açan degil en fazla yer kaplayan kisiler haline geliyor.

- Tarihte ilk kez Müslümanlar tevhidi salt inanç düzleminden çikararak mimariye dolayisiyla sehre yansitmislardir.

- Istanbul 1453’ten ziyade aslinda “mimari tevhidi”ni yakaladiginda fethedilmistir. Bu gün de Istanbul’un ve Müslümanlarin yasadigi bütün sehirlerin “ mimari tevhid” saglanarak fethedilmesi gerekmektedir

- Mimarisini zihniyetimize yabanci  olanlarin  yaptigi içinde yer kapladigimiz sehirlerde yasiyoruz.Inancin mimari fethini gerçeklestirmek  mimarinin de tevhidi fethini gerçeklestirmekle tamamlanacaktir.

-Ayri uzmanlik dallarina birakmadan sehri, sehirde yasayan insanlarin düsünce konusu haline getirmeliyiz.Böylece gerçekle hayal arasinda o kapatilamayan gedigi asabilir ve zihniyetimizi yansitan bir sehir insa edebiliriz.

 

 

Prof. Dr. Hayri KIRBASOGLU –Islam Ülkeleri Ve Gelecek Perspektifleri

 

- Müslümanin küresel düsünmesi artik bir mükellefiyet halini almistir.

- Müslümanlarin pasif olmasi bu gezegenin de sonunun gelmis olmasi demektir. Bati Medeniyeti’nin karsisinda hem teorik hem de pratik olarak durabilecek tek medeniyet Islam Medeniyeti’dir.

- Ümmet,  ortak bir  hedef etrafinda toplanan bilinçli topluluktur. Islam Dünyasi’nin ortak bir hedef etrafinda toplanarak bir ümmet oldugunu söylemek zordur.Çünkü Islam Dünyasi/Islam Ümmeti’ni olusturan 57 ülkenin arasindaki siyasi-sosyal –kültürel –ekonomik ve askeri baglar gevsektir.

-Müslümanlarin iradesi, Emevilerden günümüze degin gelen itaat kültürünün de etkisiyle, tam olarak yönetime yansimamaktadir. %99 olan halk,  %1 olan yönetimi denetlemeye baslayinca Islam Ümmetinin kaderi degisecektir.

- Islam Dünyasi sosyal adaletin olmadigi bir sistemle yönetilmektedir.

-.Islam Dünyasi’nin sosyal dokusu birbirlerini tanimadiklari için zayif ve parçalanmaya müsait durumdadir. Bu nedenle Bati bu cografya üzerinde sürekli harita degisiklikleri yapmakatadir.

- Dünyadan en çok silah alanlar Islam ülkeleridir ve bu ülkelerin ordulari halklarina karsi konuslandirilmistir.

-Bir bütün olarak Bati kadar canli degiliz.

- Insani degerleri içeren küresel tinilarimiz yok. Ayrica Holywood’a Islam Dünyasi olarak bir alternatif üretmedigimiz sürece Bati’nin tahakkümünden kurtulamayacagiz.

- Maalesef Islam Ümmeti Islam’in müsahhas bir hali degildir.

- Türkiye’de en büyük sorunumuz müslümanlarin dünyevilesmesidir. Müslümanlarin büyük bir bölümü  “Uhud’un okçulari” gibi davranmaktadir.

- Islam’in öngördügü ümmet perspektifine yönelmek,bunun önündeki engellerle mücadele etmek farkli ülkelerde olsak da ortak hedeflerimiz olmalidir.

- Ümmet olmanin geregi olan yakinlasma sadece siyasi diplomasiyle saglanamaz.Ümmet arasinda atilan siyasi adimlarin sivil diplomasi ile güçlendirilmesi grekmektedir.Çünkü iktidarlar arasindaki iliskiler geçicidir fakat halklar arsindaki iliskiler kalicidir.

- Müslümanlar olarak insanliga demokrasiden daha iyi bir yönetim/yönetisim biçimi sunmak zorundayiz.

- Yenilikçi bir Islam Düsüncesi’ne ihtiyacimiz var.

- Ehl-i kitaptik ümmi olduk.Kitaplari mehcur biraktik.

- Sanat dinin ikiz kardesidir.Sanati metalastiran,insani ve vicdani boyuttan uzaklastiran anlayisla mücadele etmek gerekmektedir. 

- Aramizdaki görüs ayriliklarinin kardeslige ve dostluga engel olmamasi gerekmektedir.

 

 

SDP Baskani Ayhan OGAN  ve Gazeteci - Yazar Ahmet KEKEÇ  - 21.Yy’de Demokrasi Ve Türkiye

 

Ayhan OGAN

Demokratiklesme denilen süreç aslinda bir modernlesme projesidir.

-Demokrasinin belli bir tanimi yoktur. Bir düsünür onu “gelmekte olan demokrasi” diye tanimlamaktadir.

- Türkiye’de demokratiklesme meselesi Türkiye’nin siyasi ve hukuki olarak modernlesme sürecini ele almaktadir.

- Modernlesme süreci Bati’nin temelini 17. Yy da attigi ve nedenleri siyasi, iktisadi, hukuki bir çok alanda ortaya koymaya çalistigi kendi hikayesidir.

-Ancak geçmisini iyi okuyan/ okuyabilen ülkeler iyi bir gelecek kurulabilirler. Bugün de iyi bir gelecek insa edebilmek için, Bati’nin “Karanlik Çag” diye adlandirdigi ortaçagi ve o dönemde etkin olan Islam Medeniyetini iyi bilmek gerekmektedir.

-Aydinlanma, Bati’nin dogu zenginliklerini elde etme amaciyla olusturdugu siyasal bir sistem arayisi, demokrasi de bu arayisin bir sonucudur.

-Osmanli bu demokratiklesme/modernlesme sürecinde dünyada ki degisiklikleri kendi yapisina uygun bir sekilde sentezlemistir.

-Cumhuriyet döneminde Osmanli yapisinin disina çikilarak tek bir millet, tek bir din gibi bir tekellestirme yoluna gidilmistir.

-Osmanli tarihi daha uzun vadeli bir politikayla çalisirken, Cumhuriyet ise daha çok bir taklit çerçevesinde modernlesmeyi ele almistir.

-2000’li yillara kadar gelen süreçte toplam 199 tane demokratiklesme paketi açiklanmistir. Bu paketlerin hiçbiri Türkiye’deki sistemi kökten degistirecek nitelikte degildir. Sadece Türkiye’nin yeni bir siyasi yapilanmayi ortaya koyabilmesine zemin hazirlamis, bu anlamda restorasyon ve revizyon çalismalari yapmistir.

-ReFormun olabilmesi için yeni bir anayasanin yapilmasi gerekmektedir.

-Bugün ilk defa sivil bir anayasa yapabilme sansini elde etmis durumdayiz. Bu firsat toplumsal iradeyle, siyasal rejimle ortaya çikartilip reFormun baslamasi saglanmalidir.

- Bu gün baris sermayesi ile baris sermayesinin çatismasi yasanmaktadir.

 

Ahmet KEKEÇ

-Demokrasi bizim yönetime katilmamizin enstrümanlarindan biridir.

-1980’lerden önce toplumsal yapi içinde demokrasinin küfür olduguna dair bir kabul vardi. Bu kabul daha çok modernlesmeye ve onunla gelen yoz kültüre karsidir.

-Bugün Bati dünyayi iki sekilde ele almamizi istiyor: -Çagdas, uygar ve demokratik bir dünya ve – Gerici, yobaz bir dünya.

-Dogu toplumlarinin demokrasiden çok da anlamadigi söylense de Dogu’nun demokrasi anlayisi islam medeniyetine dayanmaktadir.

-Demokrasi kavram olarak bize çok uzak bir yapi olmamasina ragmen en büyük sorunumuz onu kurumsallastiramamis olmamizdir.

-Batili anlamda demokrasi ile 1876’dan sonra hasir nesir olduk ve Cumhuriyetin kurusunda ilk mecliste çogulcu bir yapi elde ettik.

-1876’da baslayan anayasa olusturma çabalarimiz 2013’e gelinmesine ragmen pek bir gelisme gösterememistir.

-Bugün ne yazik ki hala hali hazirda sivil bir anayasaya sahip degiliz. Tarihimizdeki bütün anayasalari asker ve bürokrasi yapmistir.

-Demokrasi asla vazgeçilmez bir süreç degildir. O sadece vatandasi seçimlere katabilmenin bir yoludur.

 

 

Gazeteci - Yazar Markar ESAYAN – Türkiye’de Büyük Barisa Dogru

 

- Halkina ragmen bir rejim kurmak,halka bu rejimi dikte etmek ve bunun 100 yil sürmesini  saglamak “büyük bir basaridir!”

- Türkiye’de devlet yapisi ciddi anlamda sorundur ve 12 Eylül darbesiyle ortaya çikmis degildir; bu bir kurulus sorunudur.

- Türkiye’nin Istiklal Mücadelesi’nin basariya ulasmasini saglayan  her unsurunu barindiran I.Meclisin yerine 1924’te II.Meclis getirilerek darbe yapilmistir.

- Bu ülkenin kurulus kodlari 1924 Anayasasi’nda ifade edilmistir.1960 ise bu zihniyetin modifiye edilmesidir.

-1924 darbesi,Seyh Sait isyani,muhalefetin susturulmasi,Istiklal Mahkemelerinde 8000 insanin idam edilmesi tam anlamiyla bir devlet terörüdür

- Kürtler,Dindarlar ve en dezavantajli grup gayri Müslimler ceberrut  devletin projektörüne yakalanmamak için kendi içlerine kapanan sosyolojik bir tavir gelistirdiler.

- iç kolonial stratejilerin ürettigi önyargilardan toplumumuzun etkilenmesi bize insanin insana olan inancini kaybettigi dönemler yasatti tarihte.

- Ülkemiz tarihinde dört darbeden söz edilir fakat bunlara eklenmeyen 1924 ve 1993 en dehsetli olanlaridir.

- Kirmizi çizgili sorunlar eski devlet yapisinin üretigi sorunlardir ve bunlarin çözülmesi gerekmektedir.Eger bu ülkede baris olursa gerilim ve ölümden beslenen  derin bir yapi gizlenemez.

- Türkiye’nin sürekli kendini ayagindan vurdugu otuz yildir çözülemeyen bir sorunun çözülmeye çalisilmasi çok degerlidir

- Artik büyük resmi /büyük oyunu görmüs bir kamuoyuna sahibiz.

- Son on yilin desifre anlaminda, vesayete karsi erilen mücadele anlaminda degerli oldugunu düsünüyorum.

-Siyasetin güçlendigi yerde birey/bireyin oyu güçlenir.

- Düne kadar seçimler hiçbir seyi degistirmiyordu. Simdi ise artik her bir oy degerlidir.

- Öyle bir devlet yaratalim ki, devleti öyle bir hizmet aracina dönüstürelim ki hiçbirimiz Ankara’yi ele geçirme istegine sahip olmayalim.

- Gezi Parki olaylari eski Türkiye’de olsaydi yedi ölümden fazlasi olurdu.

- Yargiyi siyasi bir konuda kullanmamak gerekir.Demokrasiden çikar jüristokrasiye girersek toparlanmamiz zor olur.

 - Mart’a kadar çetin zamanlar geçirecegiz; bu zamanlarda siyasetin güçlenerek çikmasi ama cemaatin de incitilmemesi gerekmektedir.

- Çözüm sürecinin kendisi Uludere’nin telafisi yönünde bir cevaptir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Eklenme Tarihi : 19.01.2014





E-Posta Listesi

Günün SÖZÜ

 
Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi
© 2009-2024 - Tüm Hakları Saklıdır. Bilsam.Org | Sistem:UmutDenizi Web