Bilsam Logo

KURAN-I KERIMIN ANLAMIYLA BULUSMAK

KURAN-I KERIMIN ANLAMIYLA BULUSMAK | Bilgi Yolu Egitim Kültür ve Sosyal Arastirmalar Merkezi | Bilsam.Org

 KAB'in yaptigi arastirmaya göre halkimizin % 94ünün evinde Kuran-i Kerim var...Dogrudur... Birçok hanede Kuran-i Kerim ya büfelerde yada kilif içerisinde duvarlarda asilidir.. Duvarlarda asili olan kitabimiz Kurani Kerim kalblere,amellere yansimadigi için bugün insanoglu hüsrandadir..Kuran-i Kerimin oldugu evde namazsizlik olurmu,Kuranin oldugu evde yalan,dolan,riyakarlik,hirsizlik,adaletsizlik,haksizlik olurmu..Elbette ki; olmaz ancak ne zaman ki duvarlardaki asili olan kitabimiz evimize,isimize,hayatimiza,yasantimiza yön verir onu rehber ediniriz iste o zaman kurtulusa ereriz.. Kurani hayatimizin her alanina müdahil kilmaliyiz..Kuran-i Kerim süslü kiliflara bezenerek büfelerde veya duvarlarda asili olmak için gönderilmedi.. Merhum Mehmed Akif Ersoyun dedigi gibi... Ibret olmaz bize, her gün okuruz ezber de! Yoksa, bir maksad aranmaz mi bu ayetlerde? Lafzi muhkem yaliniz, anlasilan, Kur’an’in: Çünkü kaydinda degil, hiç birimiz mananin Ya açar Nazm-i Celil’in, bakariz yapragina; Yahud üfler geçeriz bir ölünün topragina Inmemistir hele Kur’an, bunu hakkiyle bilin, Ne mezarlikta okunmak, ne de fal bakmak için! …” Kur’an sairi Mehmed (Muhammed) Akif’in bu feryadinin aradan bunca zaman geçmis olmasina ragmen hala üstelik kendisini öve öve bitiremeyen genis kesimlerde yanki bulmamis olmasini nasil karsilayacagiz, nasil degerlendirecegiz? Yüce Rabbimiz, insanliga rehber olsun için inzal buyurdu Kitab-i Kerimini; Ölülere degil diri olanlara indirdigini, Kur’an’in yasayan insanlara hitap ettigini, onlari uyarmak, hesap gününden haberdar etmek için gönderildigini (Kehf 18/2, Secde 32/3, Yasin 36/70, Fussilet 41/4); - Onu, insanlari karanliklardan kurtarip aydinliga çikarmak ve dogruz yola iletmek için indirdigini (Maide 5/16, Ibrahim 14/1, 33/43, 57/9, 65/11); - Üzerinde düsünülsün ve ögüt alinsin diye onu insanlara bahsettigini (47/24, 54/17, 50/45, 38/29); - Evlere muska niyetine asilsin diye degil, insanlara okunsun diye gönderdigini (17/106) - Onun apaçik ve kolaylastirilmis bir kitap oldugunu (Hicr 15/1, Hacc 22/16, Suara 26/2, Neml 27/1, Kasas 28/2, Yasin 36/69, Duhan 44/2, Kamer 54/17, 22, 32, 40); - Onun hidayet ve rahmet kaynagi oldugunu (Yunus 10/57) beyan buyurmaktadir. Bu apaçik hakikatlere ragmen, tarihsel süreçte ne yazik ki, onu yüceltmek adina, Kuran, kolay anlasilmaz bir kitap olarak algilanip anlatilmaya baslanmis, hürmet adi altinda onu okumak yüce Allahin öngörmedigi sartlara baglanarak zamanla hayat alanlarindan uzaklastirilmis ve yüksek raflara mahkum edilmistir. Hayat alanlarindan uzaklastirilan Kur’an zamanla ölüler ve mezarliklar kitabi muamelesi görmeye baslamistir. Iste Kur’an sairi Akif’in yukaridaki satirlardaki isyani, Kur’an’in anlam ve amacini ters yüz eden bu yanlis yaklasimlaradir. Bugüne geldigimizde hala Kur’an’i dirilerin idrakine degil ölülerin ruhuna okumayi sürdüren milyonlarca Müslümanin varligini görmek üzücüdür. Son zamanlarda bir furya halini alan ölmüsler için hatim indirme kampanyalari ise bu yanlis din anlayisina, Kur’an’i islevsizlestiren bu çarpik yaklasima tuz biber olmustur. Müslümanlara yönelik yayin yapan gazetelerde, radyolarda gün asiri yeni bir “hatim kampanyasi” duyurusuyla karsilasiyoruz. Sevabi ölmüs insanlarin ruhlarina gönderilmek üzere (Oysa Rabbimiz herkesin sevabinin kendine, günahinin da kendine oldugunu buyurmaktadir Kur’an’da; Bakara 2/286) hatimler siparis ediliyor ve belirlenen sayida hatime ulasmak için reklamlar yapiliyor. Bu uygulama kesinlikle Kur’an’in anlam ve amacina aykiridir, onun Hz. Peygamber’e inzal olunma amacini, hikmetini ters yüz etmektir. Hayir, hayir, Kur’an asla ölmüslere hatim göndermek için indirilmemistir. Onun mesaji ölülere degil dirilere yöneliktir. O asla mezarliklarin kitabi degildir, meydanlarin parlamentolarin, çarsilarin, okullarin, is yerlerinin, evlerin kitabidir Kur’an. Ilk nesil, Kur’an’i ne ucuz sevap kazanmak veya ölülere cevap göndermek için, ne de bilgi olsun, akademik kariyer olsun vs diye okumuyordu. Onlar Kur’an’i düsünce ve eylemlerinin belirleyicisi olmasi için, tamamen pratige yönelik olarak okuyordu. Bu yüzden de Kuran’i Rabbimizn istedigi gibi tertil üzere, sindire sindire okuyorlardi. Hatim kampanyalarina hatim yetistirmek için degil! Asr-i Saadet’te hayatin tam ortasinda, belirleyen, yönlendiren, dönüstüren bir hayat kitabiydi Kur’an. Ölülere degil yasayanlara hitap ediyor, mezarliklarda degil sehirlerin meydanlarinda okunuyordu. Iste o zaman müsrik ve zalimler rahatsiz oluyordu onun okunmasindan. Simdi Israil radyolarinda bile Kur’an okunuyor, müslümanlara ninni niyetine. Çünkü onlar da biliyor ki dinleyenlerin çogu manasinin kaydinda olmaksizin onun cezbeden tilavetine kulak kabartacaktir. Kur’an’in fert ve toplumlara yol gösteren, dünya hayatinda insanogluna rehberlik eden bir kilavuz degil de, okunusu insani cezbeden bir edebi saheser, törensel bir kitap, bir ölüler kitabi, bir ucuz sevap kazanma kitabi olarak görülmesi, geleneksel din anlayislarinin en büyük sorunudur. Bu anlayisin hakim olmasiyla Kur’an hayat sahnesinden koparilmis, indirilis gayesiyle yakindan uzaktan ilgisi bulunmayan alanlara terkedilmistir. Insanlar, artik Kur’an’i ölüler için okumanin ona haksizlik oldugunu anlamalidir. Bilinmelidir ki Kur’an’a saygi onun mesajlarinin ögrenilip hayata hakim kilinmasiyla mümkündür. Insanligin tek çaresi, yegane çikis yolu olan vahyin son temsilcisi Kur’an-i Kerim’dir. Kur’an; kaoslarla, bunalimlarla, krizlerle bogusan günümüz insaninin alternatifsiz kurtulus reçetesi, tek çikis yoludur. Sunu özellikle belirtmek gerekir ki, insanoglu ile Kur’an arasina konulan her engel, Kur’an mesajinin insanlara ulasmasini engelleyen her barikat, insanin dünya ve ahiret saadetine vurulmus bir pranga anlamini tasir. Mekke’de, Hz. Peygamber Kur’an mesajini insanlara ulastirma ugrasi verirken müsrik önderlerin gürültü çikararak ve çikarttirarak Kur’an’in okunmasini engellemeye çalistiklarini Kur’an’dan ögrenmekteyiz. Bu karsi konulmaz kitabin mesaji önünde durulamayacagini anlayan ve gürültü çikararak onun insanlara ulasmasini engellemeye çalisan Mekkeli müsriklerin bu davranisi çesitli sekillerde günümüze kadar sürdürülegelmistir ve bugün de sürdürülmektedir. Zaten Islam’in cihad ve fetih anlayisinin temelinde de, Kur’an’la toplumlar arasina çekilen perdelerin, konulan engellerin ortadan kaldirilmasi, Kur’an mesajinin tüm insanlara ulastirilmasi gayesi yatmaktadir. Yüce Allah’in mesajinin kullarina ulasmasini engellemeye dönük her tutum ve anlayis ortadan kaldirilmalidir ki, insanlar hakla batil arasinda tercihlerini saglikli bir sekilde yapabilsinler. Fakat Kur’an mesajinin gücü ve etkisiyle tahtlarini sarsmasindan, tezgahlarini bozmasindan endiselenenler insanlari bu güçlü mesajdan uzak tutmak için ellerinden geleni yapmislardir/yapmaktadirlar/yapacaklardir. Müslümanlarin yapmasi gereken, Kur’an mesajiyla insanlar arasina konulmus engellerin kaldirilmasi ve insanlarin dogrudan Kur’an’la bulusmalarini saglamaktir. Bu da Kur’an’la ilgili tüm yanlis anlayis ve yönelimlerin bertaraf edilmesini, Kur’an’in vasif ve amaçlarinin dogru bilinmesini gerektirir. Kur’an sifa yolunu gösterir Kur’an’in kendini takdimiyle, zaman zaman insanlarin ona yaklasimlari ve ondan beklentileri arasinda uçurumlar olusmustur. Kur’an insanlarin ilgisini daima içerdigi Ilahi mesaja çekmeyi amaçlarken, tarihi süreçte çesitli yanlis anlayislarin etkisiyle Kur’an’a farkli ilgi ve beklentilerle yaklasilabilmistir. Bunlarin basinda da, Kur’an’in gerek tilavetinden, gerek ayetlerinin yazilip tasinmasindan veya evlere ve isyerlerine asilmasindan, gerekse okunup üflenmesinden dertlere deva, hastaliklara sifa beklemek vardir. Kur’an’in insanoglu için sifa oldugunda kusku yoktur. (Bkz. Fussilet 44, Isra 82, Yunus 57) Lakin Kur’an’in sifa olusu, onun hükümlerinin gereginin yapilmasina baglidir. O, alemlerin Rabbinin insanoglu için bildirdigi reçetedir. Bu reçete geregi yapilmayip, evlere, boyunlara vs asilmakla kimseye sifa olmaz. Bastan sona yasayanlara, dünya ve ahiret yasamina yönelik mesajlar ve ölçüler içeren, insanlarin dünyevi ve uhrevi saadetleri için ilkeler ve yasalar beyan eden Kur’an-i Azimüssan, maalesef tarihsel süreçte ortaya çikmis olan yanlis ilgi ve beklentilerle zamanla hayattan koparilmis, yasamin disina itilmistir. 70. ayet-i kerimesinde, “(Kur’an) Diri olanlari uyarip korkutmak ve kafirlerin üzerine sözün hak olmasi için (indirilmistir)” ifadeleri yer alan Yasin Suresi’nin, yaygin bir gelenek olarak ölüler için okunuyor olmasi, Kur’an’la ilgili yanlis yönelim ve beklentilerin ne boyuta vardigiyla ilgili ilginç bir örnek teskil eder. Mesela Kur’an sosyal adaletin nasil gerçeklestirilecegiyle ilgili hükümler bildirmistir. Sosyal adaletin gerçeklesmesi isteniyorsa bu hükümlerin hayata geçirilmesi zorunludur. Aksi halde söz konusu hükümleri içeren ayetlerin binlerce kez okunmasiyla veya yazilip duvarlara asilmasiyla sosyal adalet gerçeklesmez. Faize dayali rant ekonomisinin ortadan kaldirilmasi, zekat ve infak müessesesinin yerlestirilmesi ve böylece servetin topluma yayilmasi, sosyal adaletin olmazsa olmaz sartlarindandir. Tipki doktorun yazdigi reçetenin, onda yazili ilaçlar alinip kullanilmadikça hastayi iyilestirmeyecegi gibi. Bu anlamda Kur’an ayetleri de reçete hükmündedir. Ilaç, onlarin gereginin yerine getirilmesi, hükümlerinin hayata geçirilmesidir. Kur’an’i hayatin disina iterek, onun yazili oldugu sayfalardan, okunup üflenmesinden medet ummak Kur’an’i islevsizlestirmektir ve bu, Kur’an’a yapilan büyük bir haksizliktir







E-Posta Listesi

Günün SÖZÜ

 
Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi
© 2009-2024 - Tüm Hakları Saklıdır. Bilsam.Org | Sistem:UmutDenizi Web